Kanallar üstünde kurulan ada şehir... İtalya'nın görülmesi şart olan ama en fazla 1 gece kalınması yeterli olan şehri olduğunu düşünmüştüm ilk gidişimde... Gittikçe beni kendine bağladı. Yazın çok nemli olduğu için baharda keyifli oluyor. Fazla turistik olduğundan çoğu zaman şehrin dokusunu ve bakir köşelerini keşfetmek zorlaşıyor.
İlk gidişimizde Ca Rialto otelinde kaldık. Bu otel "Rialto Köprüsü" nin ayağında harkulade bir konumda. Ama ne yazıkki ben bu kadar turistik otelleri sevemedim bir türlü. Rezervasyonda şehrin dokusunu bilen ve sohbet edebileceğim, fikir alabileceğim kültürde biri olmalı. Otelde müzik eşliğinde kahvemi yudumlarken şehri hissetmeliyim. Bu otel haritaları ile lobby e girip çıkan ve acele içinde olan turistler ile doluydu haliyle. Sonraki gidişleri Hotel Saturnia da kaldık ve bu tarihi oteli not edin, memnun kalacaksınız.
Son Nefes Köprüsü: L'ULTIMO SOSPIRI
Tüylerimi diken diken eden bir hikayesi var bu köprünün. Müebbet mahkumları u körüden geçerek hücreye atılıyorlarmış ve son kez bu köprünün minik deliklerinden havayı soluyorlarmış. Uzun uzun inceleyince tuhaf bir sıkıntı veriyor bana.
Carnavale
Karnaval zamanı Venedik farklı bir havaya bürünüyor. Şubat ayında özellikle rengarenk kostümler ve maskelerin büyülü dünyasını yaşamak ve 17. yüzyıl tadında bir atmosfer için gidilmeli.
Ristorante Da Mario Italyan Da Mario'nun 60larda işlettiği bu restoranı şimdi oğlu Guido devam ettiriyor. Kırmızı gözlükleri ile dikkat çeken Guido misafirleriyle bizzat ilgileniyor. Yemekler şahane. Tipik italyan alışkanlığı olarak akşam yemekleri saat 21:00den önce başlamıyor ve 23:00ten önce de bitmiyor. Nasıl bu kadar zayıf olduklarını hala çözemedim ;) Venedik çok turistik bir şehir. O kadar turistik ki artık merkezde oturan İtalyan yok denecek kadar az. Herkes evini kiraya veriyor ve büyük çoğunluk geçimini bu şekilde sağlıyor. Oteller de, restaurantlar ve cafeler de çok turistik. Da Mario ara sokaklardan birinde konumlanan Italyanların tercih ettiği bir mekan.
MURANO Camı:
Bir cam ki binbir renk ve emekle şekillenen... Üfleyerek cama şekil veren sanatçıların eserlerine bakmaya doyamıyoruz. Vaporetto denilen mini vapurlar ile Murano adasına geçilirse bu zenginliklere doyum olmaz. Hediye için güzel bir alternatif. Buradan Vaporetto ile BURANO adasına devam... Dantelleriyle ünlü Burano minicik şirin bir Venedik adası.
Rialto Köprüsü
Venediğin merkezinde konaklamanın en güzel yanı gece de parlayan şehirde gezebilmek. Gece üniversitelerin sokakta düzenledikleri partilerden birine katılıp, ilerleyen saatlerde Rialto Köprüsünün üzerinden şehri izliyoruz. Yıldızların altında suların yükseldiğini fark ediyoruz. Büyülü masalsı bir havası var buranın.
Campo Marzio
İtalyanın kırtasiye modası ! Roma menşeili birbirinden renkli ve özel dizayn kalemkutular, I-Pad, laptop kılıfları, kalemler raflara dizilmiş şekerler gibi göz kırpıyorlar. İtalyanın hemen her şehrinde dükkanı olan Campo Marzio ürünleri harika bir hediye seçeneği.
Ve Spritz:
Şarap İtalyanın resmi içeceğidir ama kuzeyde özellikle Verona, Milano ve çevresinde Prosecco ile Aparol'un muhteşem bileşiminden bir kokteyl hazılanıyor ve özellikle gün batımında tüketiliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder